Zifiri karanlıkta,
derin sessizliğe gömülen sokaklarda kaybolan çocuklar,
uykusuz.
Karınları da aç oysa,
bugün çok namussuz.
Bir de üstüne üstelik yıldızlar,
gözyaşlarını yer yüzüne döküyor.
Bu karanlık sokaklarda bizleri yıkıyor.
Ölümü düşünürken yaşamı unutuyoruz,
karanlıkta parlayan her ışıkta umudu arıyoruz.
Keşfedilmesi gereken onca şeyin ardından,
kaybetmekten mutluluğu unutuyoruz.
Sokaklar beyaz,
soğuk bir sessizlik ve hüzün.
Kimileri kahve keyfi, manzara ve huzur.
Haberleri olmaz, bilmez ve duymazlar.
Televizyonlarda hep aynı film ve uyku.
Gece çöktüğünde,
kaşları çatılmış insanlar,
birbirlerinden habersiz yan yana yürüyenler.
Hayat kavgası verirken bile şikayet edenler,
ölüm yokmuş gibi yaşayanlar değil mi?
Ölüm kimilerine korku, kimilerine kurtuluş,
savaşmak kimilerine zor, kimilerine mecbur.
Hayat aslında herkese aynı olması gerekirken,
bir avuç insanın yaşadığı bir şey.
Zifiri karanlıkta,
çocuklar derin uykularında kayboluyor,
karınları da aç değil,
yıldızların gözyaşları artık onlara değmiyor.
Karanlık sokaklar, artık tamamen gerçekten sessiz.
Hayatın artık sadece bir avuç insana kalması, normal mi?
Hayatın bir avuç insana kaldığı şu dönemde ne yazık ki kahreden bir şiir kalemine sağlık
YanıtlaSil