Ana içeriğe atla

Toprak Kokusu



Yağmur sonrası bir koku yayılır etrafa,  
"Toprak kokusu".  
Tazeler insanı, hem ruhunu hem bedenini.  
Bugün yağmur yağdı mesela,  
Ama ben o kokuyu alamadım.  
Sıkışmış bedenim beton yığınlarına,  
Sadece biriken toz, egzoz ve sanayi kokusu.  

Anlayamadığım ise "Çimlere basmayın" levhası,  
Niye? Neden?  
Bizim köyde her yer ot, çiçek, böcek.  
Bizim köydekiler her gün basıyor çimlere,  
Burada neden basmayalım?  
Hayır, basınca bir şey de olmuyor.  

Bir de yaşama çabası var,  
Üç kuruşun derdine düşen insanlar,  
Eve ekmek almak için kilometrelerce yürüyenler,  
Sokaklarda mendil satan çocuklar,  
50 yaşlarında emekliliği bekleyen abiler.  
(Bizim halimiz daha acı, 60-70 yaşında.)  
"Çalıştın, çabaladın," diyorlar,  
"Yeter artık, bu saatten sonra parayı ne yapacaksın?  
Öl, seninle işimiz kalmadı."  

Bir de bunların yanında,  
Senin bir ayda kazandığın parayı  
Sakız parası yapanlar var.  
Yapsınlar canım, bir şey dediğimiz yok,  
Yapacaklar tabi, o kadar aldıkları parayı  
Nasıl değerlendirsinler?  

Yine beton yığınları arasından yazıyorum bu yazıyı,  
Bencil insanlardan bıkmış, kokudan midesi bulanmış,  
Ve titrek ellerle.  

Hep gözüm ilişir mesela 3 yaşındaki çocuğun elindeki telefona.
O telefonun onda ne işi var?  
Neyse, kurcalamaya gerek yok.  
Zaman teknoloji zamanı, 
Ve teknolojiye ayak uydurma senaryoları.  

Alışkanlık mı, alışılmışlık mı?  
Halimize şükredelim ama,  
Sonuçta o çocuk hayatta,  
Ve elindeki telefonla oynayabiliyor.  
Ya diğerleri? 
 
Hayat mücadelesi veren çocuklar yok mu?  
Namludan çıkan kurşundan kaçan çocuklar?  
Yanıbaşlarında bomba patlayan çocuklar?  

Orada ise teknoloji böyle ilerliyor,  
Silah teknolojisi.  
Bayağı gelişmiş, hem de.  
Silahı eline al, tetiğe bas,  
Bir düğme ve insan hayatı yok oluyor.  

Ya burada olsaydı?  
Bir düşün, düşünebiliyor musun?  
Hiç tahmin etmiyorum, düşünebileceğini.  
Çünkü var,  
Burnumuzun dibinde, her yerde bombalar patlıyor,  
Darbeler oluyor, insanlar ölüyor,  
20 yaşındaki gençler bitip tükeniyor,  
Anaların yürekleri parçalanıyor.  

Peki sen niye hissetmiyorsun?  
Niye duymuyorsun?  
Her gün telefonuma bildirim geliyor,  
Her gün şehit haberi...  
Demiştim ya, hayat şartları diye,  
İşte bu hayat şartları bizi kör, sağır ve dilsiz yapıyor.  





Yorumlar

  1. Ağlanacak halimize güler olduk vesselam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Toplumsal bir psikolojik çöküntü içerisindeyiz. İnsanlık için hayırlısı diyelim yarını bekleyelim.

      Sil
  2. Yazıyı iki kez okudum.Olumsuz ifadeler de yazmak istemiyorum.Umut ediyorum bu yaşananlar sonucunda hepimiz dersimizi alalım.Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umudumuzu her daim koruyalım. Umut yoksa bizde yokuz. Elbet bir gün bitecek bu işkenceler çileler. Zaman!

      Sil
  3. O çocuk o tabletle oynamalı çünkü düşünmeyen nesil gerek. Sorgulamayan. Evet ne kadar acı artık toprak kokusu kavramı kalmadı. Artık bir ağaç olmak gerek toprak kokusu almak için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen iyi bazen kötü sonuç verir. Dün ben işteyken yağmur yağdı. Bir an için o toprağın kokusunu özledim. Gerçekten hasret kalmışız onu anladım.

      Sil
  4. Merhaba ben Nur
    Aslında bu yazıyla ilgili konuşmak isterdim fakat doğru cümleleri secemeyebilirim. Fakat çok insan öldü çok çocuk evindn oyuncaklarından mahrum kaldı bir kısım çocuk şanslı diğer bir kısım şanssız oldu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Nur, aslında konuşulacak o kadar çok şey varki konuşulamayan. Hak veriyorum size de. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz.

      Sil
  5. Uğur oğlum.Toprağa bile kokusunu unutturduk.Beton ısınıp, hava aldırmaz oldu.Ağaçlar yerlerinden edildi.
    Çocuklar kendileri için en riskli devri yaşıyorlar ve biz vatanımızda Zafer Bayramımızı kutlamak için çabalardayız.Allah sonumuzu hayırlı etsin.Sevgilerimle oğlum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğin gibi abla Allah sonumuzu hayır etsin. ..

      Sil
  6. Toprak kokusu insana huzur veren kokulardan. Hatta kendisine yazı yazdıracak kadar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben nereden nereye gelmişim haberim yok. Baksana her yere atlamışım neredeyse. Ee boşuna dememiş Aşık Veysel "Benim sadık yarim kara topraktır." diye.

      Sil
  7. İnsanlar kendi kabuklarına çekilmeye başladı artık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ver çocuğun eline telefonu, bak keyfine oh ne ala. Yine de büyük konuşmaktan korkarım, bilincinde olduğumuz şeyleri uygulamayı nasip etsin Allah inşallah vakti zamanı gelince.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kötüsüde o zaten. Herkes suskun. Kendi kabuklarina çekilmiş dediğin gibi.

      Sil
  8. Betonlardan toprağın kokusunu içimize çekmeyi unuttuk Teknolojiden Beyinler sulandı. Bakıldığında hep ilerdeyiz Kime göre neye göre Maskeler bol bol yüzlerde Böylede ikiyüzlü bir toplum olarak yakında Sinemalarda oluruz diye düşünüyorum. En Mükemmel Biziz diye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödül alır sanırm...

      Sil
    2. Alır Alır Oscar ve En iyi senaryo dalında birinciliği alırız Ugur ....

      Sil
    3. Kırmızıya boyanmış halılarla...

      Sil
  9. Savaşı zenginler çıkartır, yoksullar ölür diye boşa demiyorlar. İsyan ve sitem dolu olsa dahi yazını okuduğum için mutluyum. Kalemine sağlık. Yurtsuz, yuvasız kalıyor küçücük çocuklar. İnsanlık kör. Ne büyük bir acı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Unutmamalıyız, unutturmamalıyız. En önemlisi de alışmamalıyız. Sıradan bir şey olmamalı ölümler...

      Sil

Yorum Gönder