7 Kasım 2016 Pazartesi

Bisikletime Ne Oldu?

Yazar Tarih 7 Kasım 2016 Pazartesi

İki tekerlek bir tutkudur, özgürlüktür, uçmaktır yer yüzünde. Hiç bir şey yerini tutamaz bu deneyimin. İster motorlu ister motorsuz hiç bıkmaz insan. Ben de bir iki tekerlek tutkunuyum. Bisikleti daha çok severim diğerine göre çünkü daha masumdur. Ya da ben öyle zannederdim.



Çocukluğum Bartın'ın Merkez köylerinden birinde, dedemlerin yanında geçti. Ailem İstanbul'da çalışır ben köyde günümü gün ederdim. Çetem vardı o zaman çocukluk arkadaşlarımla ki o zaman dünya daha farklıydı. Pek hatırlamasam da çoğunu hatırlarım çocukluğumun. Mesela tahtadan arabamı hatırlarım. Tekerlekler tahta, oturduğumuz yer tahta. Yön kabiliyeti yok zaten ki bizim evin önü biraz eğimli hız yapamıyorsun zaten çimenden yavaş gidiyor. Bırakırdık tepeden kendimizi çetemle beraber. Sonra babam oyuncak büyük bir kamyon almış bana. Şimdi görsem belki küçük gelir ama o zaman işte devasa bir şey. Sığmıyor dünyaya öyle düşünün. Tahta arabayı kenara itip ona binmeye başladım. (Yazıyı yazarken aklıma geldi de dedemi üzmüştüm belki o hareketle. Onun yaptığı bir şeyi kenara itmiştim. Ama atmadım ya sonra yine kullandım kamyon kırılınca.) seneler seneler kovaladı derken okula gitmeye başladım. İlk okula köyde gittim bir sene sonra İstanbul'a ailemin yanına. Tam ne zaman hatırlamıyorum ama babam bisiklet almış bana. Yine devasa. :) Öğretiyorlar bana dört tekerlekli. O şekilde sürerken babam bir gün çıkarıverdi destekleri. Aha dedim sıçtık. Ama öyle olmadı iki itmeyle düşme tehlikesiyle başladım bisiklete. İlk tek başıma sürdüğümde kıvılcımı hissettim zaten. Ben deliler gibi bisiklet sürmeye başladım. Her gün ama her gün. Artık sığamadık tabi ki o bisiklete de. Birde her yaz köyde olduğum için es geçtim onuda ama hala vardı ya içimde bisiklete binme isteği. Ne kadar istesem de almadılar bana.

Çocukluğum böyle geçmiş gelmişim lise çağına. Bir bisiklet aldım kendime. Daha ortaokuldan yeni mezun oldum yaz tatilindeyim. Tatilin tadını çıkartıyorum. O zamanların duygusunu hiç bir şekilde anlatamam size. Mesela kaçardık başka yerlere. Hatta bisikletlerle internet kafeye giderdik o zamanlar yeni açılmıştı. :) 5-6 kişiyiz hiç değişmedi zaten çocukluğumdan beri hep aynı kişiler. Ama ben tek kalırdım bazen kimse gelmek istemezdi. Ananemlere giderdim yirmi dakika sürüyordu o zamanlar. Yolum çamların arasındaydı bildiğiniz orman yolu. Hani sevdiğin bir şeyi sindire sindire yapmak lafı vardır ya işte bende sindire sindire gidiyordum o yolda, etrafa baka baka keyfini çıkartıyordum her geçişimde oradan. Bir gün hiç unutmam bir sinek musallat oldu bana. Orman yolunun başındayım daha biraz dinlenmek için oturmuştum. Sinek gelince kalktım yol almaya başladım. Peşimden geliyor birde sonra baktım başımın etrafında dönmeye başladı. Elimle itiyorum olmuyor gitmiyor mübarek sinek. Pedallara asılıyorum hızlanıyorum ama yok hala başımın etrafında dönmeye devam ediyor. Aniden frene bastım durdum baktım sinek hala döne döne hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etti. :)  Lise dönemi hep böyle geçti her gün yaz kış demeden bisiklet üzerinde. Hem eğlencesine hem ulaşım aracı olarak. Bir gün kar yağmış mesela yerde yirmi santimetre kar var. Çıkardım bisikleti karda yol açmaya. O bambaşka bir şeydi. İşte bulutların üzerinde uçmak böyle bir şeydi. Bisiklette az köpekten kaçmadım. Yolda da kaldım sırtlandım öyle devam ettim. ama hiç bıkmadım.


Oysa her güzel şeyin kötü sonları da varmış bunu anladım. Artık lise bitmiş üniversite bitememiş falan derken çalışmam gerektiğe karar verdim. Kendimi işe yaramaz bir insan olarak görmekten bıkmıştım. Koyuldum iş aramaya. İlk girdiğim fabrikada ise işe başladım. Eve ne çok uzak ne de çok yakın yürüme bile gidilir ama uzun sürüyor. Bisikletle de gitsem otobüsle de gitsem aynı zamanda varıyorum iş yerine. Bisikleti tercih ettim. Bir akrabamdan aldım bisikletini. Bir buçuk ayımın son günü. 2013'ün Eylül ayında. Doğum günümden tam beş gün sonra. İşe gitmek için bisikleti çıkardım ve yola koyuldum. iki dakikalık bir mesafem vardı iş yerine bende zaten normal seyrimde ilerliyordum. Yürüme hızından biraz daha hızlı sadece. "Yolda" yürüyen bir adamın yanından geçerken "dirseğini ani bir şekilde açması ile direksiyona değmesi benim dengemi kaybedip düşmeme sebep oldu. Bu güne kadar bisikletten düşmeyen ben kaval kemiğimi parçaladım. Ambulans, hastane, ameliyat zor ve ağrılı süreçti.

Bu çekmiş olduğum ağrılara rağmen ne zaman bisiklet görsem hemen binmek isterim. Dün yeğenim bizdeydi bisikletiyle gelmiş. İndim aşağıya bir kaç tur attım sonra tekrar geri çıktım.. :) Düştüğüm bisiklette başkasınındı sağında solunda bir şey göremedim onu teslim ettim. Peki benim kendi bisikletlerime ne oldu? Küçük olanı hatırlamıyorum. Anneme sordum o da hatırlamıyor. Ama lisede kullandığım bisikletin sonu hazindi.

Bisiklet beni çok yolda bırakmıştı. Bir gün yine aynı şekilde ama daha farklı zincir dağıldı. Eve de az kalmıştı ama boşken bile bir adım atacak dermanım yokken bir de bisiklet vardı. Eski bir evin garaj niyetine yapılmış ama zemini toprak kaplanmış olan bir bölümü vardı. Oranın içine kenara doğru dayadım. Dışarıdan baktığımda hiç bir şey belli olmuyordu. Görev tamamdı. Ertesi gün geri gittiğimde bisiklet yerinde yoktu. Alan her kimse Allah razı olsun dedim. :)

Böyle ilginç ve garip olmayan bir hikayemi sizlerle paylaşmak istedim. Neden yaptım diye soracak olursak bir dostuma verdiğim söz diyeyim. Unuttuğum bir çok hadise var bu hikayeye yer veremediğim. Pek bir olaylar olaylar zincirine varamasak da yaklaştık sanırım. Hepinize keyifli günler diliyorum...

31 yorum:

  1. Yaa ben de çok severim bisiklete binmeyi ama güzel anılarım yok. Bir türlü beceremiyorum :)) En son 5 yıl önce binmiştim. Erikli de tatildeydik. Üç dört kere düşmeme rağmen inat ettim yine bindim. Yok olmuyor. En son dizimden ve kolumdan kanlar damlıyordu :)) Teyzem de "Allah seni ne yapmasın. Bu halin ne?" diye bağırmıştı. Aklıma geldi bu yazını okurken gülümsedim. İyi ki paylaşmışsın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Düşmemek için hızlanmak lazım. Aslında çok tehlikeli güvenlik ekipmanı olmadan binmememiz gerekiyor ama işte gelde laf anlat bize. :)

      Sil
  2. Ben bayılırım bisiklete binmeye. Kendimi en çocuk hissettiğim zamanlar onlar. Bizimle hikayeni paylaşman da çok güzel.💎 Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yazarken çocukluğuma geri döndüm. Teşekkür ederim yorum için.

      Sil
  3. Selam Uğur, yaşamın içinden çıkan yazıları okumak gerçekten de bir zevk. Yaşamda güzel anılar ve güzel anlar bırakmak zamanın bütün anlarına mutluluk yayıyor. Talisiz bir kaza olmuş. Bisiklet yolu kadar sürüş ekipmanlarını da kullanmak gerekli. Bisiklet yolu olmasa da sürüş ekipmanları şart...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bisiklet yolu olmaması başlı başına bir sorun. Ülkemizde pek yaygın değil maalesef. Ekipmanlar konusunda ise hep bir boşvermişlik var. Kazanın üstünden uzun zaman geçti. Eskisinden daha sağlam şimdi :) yorum için teşekkür. Ederim.

      Sil
  4. Bisiklet sevdalısı olmak böyle bir şey sanırım. Ben çok küçükken ( tıpkı sizin gibi) tanıştım iki tekerle. Sonra uzun bir zaman ayrı kaldım kendisinden. Geçen sene artık tak etti canıma ve bana yoldaşlık etsin diye yeniden hayatıma soktum onu. O günden sonra hayat bana daha güzel. Pedallamanın keyfi hiç bir şeyde yok. Kısacası bisiklet bir yaşam şeklidir. Ve bağımlısı olursanız kolay kolay vazgeçemezsiniz derim ben. Yazıyı keyifle okudum. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Birde biz içimizde yaşıyoruz düşünün ki bisikletle yatıp bisikletle kalkan insanlar var. Su gibi düşünün. İnsan su içmeden yaşayamaz onlarda bisikletsiz yaşayamaz. Geçmişi geride bırakmak demiş büyük üstad bisiklet için. O yüzdendir belkide. Yorumun için çok teşekkür ederim.

      Sil
  5. :))) AlKIŞLIYORUM :)))) Çok güzel bir yazı 10 NUMARAYA YILDIZLARDAN 5 5 5 :) Okurken gülümsedim vay canına dedim düşmüş bizim tosbağ :) Bir yönden üzüldüm geçmiş olsun :) Teşekkür teşekkür ederim. Yazdığın için Bisiklet maceranı Anıların için gel Bloğa bak ne yazdım anınla gel ama anısız kabul etmiyorum :)

    YanıtlaSil
  6. Asıl ben teşekkür ederim. :)). İnan yazarken ben de bazen huzunlendim bazen de gülsüm. Yazarken gerçekten duygudan duyguya girdim. 3 sene oldu duseli onunda tadına baktım nasıl oluyormuş diye. 6 ay evde yattım gerisi yine yattım. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahahahahah Olsun hüzünler sevinçler hepsi bizler için Yazını gördüm şimdi yayınlayacağım :)

      Sil
    2. Huzunlerimize bile sahip çıkalım ki zamanı geldiğinde onlara da gulebilelim. :) Geçmişi yâd ettik sayende. Bir bisiklete binme olayı nerelere götürdü.

      Sil
    3. Benim daha hain planlarım var :) Sustum....

      Sil
    4. Şimdi ben de merak ettim bak. Keşke susmasaydın :)

      Sil
    5. Süpröz :) bozamam zorlanıyorum ama olmaz

      Sil
    6. Tamam o zaman beklerim. Daha doğrusu bekleriz. :)

      Sil
    7. Bak bakalım söprözüne :) blogda

      Sil
    8. Çok sevindim çok tesekkur ederim. :)))

      Sil
  7. Çocukken her şeyin tadı ayrıydı sanki. Uzun zamandır bisiklete binmiyorum ancak bindiğimde de nedense sert geliyor ve popom acıyor sanki. :) Küçükken de acıyordu da biz mi hissetmiyorduk acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukken ki heyecan belki bazı şeyleri yok saydiriyirdu. Ben de tam tersi bildiğim zaman yol uzun olsun gidebildiğim kadar gideyim. Tesekkur ederim yorum için. :)

      Sil
  8. Uğur ne güzel anılar bunlar ☺. Hiç bisikletim olmadı, hiç bisiklet sürmeyide öğrenemedim o yüzden. Daha doğrusu hiç bisiklete binmedim ben ve hep binenleri kıskanarak izledim uzaktan 😄. Bu saatten sonrada öğrenmeye kalksam heralde 6 tekerle anca öğrenirim 😊. Arada yaz böyle güzel anılarını Bartın'ı anlat bize bizde oraları sayende öğrenelim gitmiş kadar olalım. Teşekkürler paylaşım için yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence bir denemelisiniz 6 tekerlek bile olsa :). Teşekkür ederim yorum için. :)

      Sil
  9. Bisiklet tutkunlarına hep hayran olmakla beraber bi türlü becerememişimdir, özgürlük sembolü gibi, salaş, huzurlu, bambaşka bişey bisiklet, ekipman işi sıkıcılaştrıyor tabii ama gerekli:(
    3 tekerlekli büyüklerden almayı nasıl istiyorum ama işte yollar güvenli değil yeterince malum ülkemizde:/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yollar gerçekten çok sıkıntılı bir durum. Ekipman kullanmamanın sonu belli. Ben yine ucuz atlattim. Sahil kenarlarında bisiklet için hazırlanmış bisiklet yolları var şu an kış ama yazın mesela. :)

      Sil
  10. hatırlattığın güzel anılar için teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin buna benzer anıları vardır ki yorumundan kendi anılarını hatırladığını anlıyorum. :).

      Sil
  11. Bu saatte sana geldim. Hem de hayalimdeki bisikletimle. Mayıs Yağmuru kızıma anlatmıştım. Biz Uşak'ta yaşarken, babam bizi Konya'daki bağlarımıza amcamın yanına yollardı yazları. Mavi bir bisiklet vardı. Kız bisikletiydi. Bir tane daha. Amcamın kızıyla biz o bisikletlere binip, otoban gibi büyük şehirler arası yola kaçardık. Hızla sürerken yanımızdan koca koca otobüs ve kamyonlar geçerdi. Yaş 14 hadi belki 15 diyelim. Biz bunu sık yapmaya başladık. Çok zevkliydi alıp kaçmak bisikletleri. Bir gün bayağı zaman aşımı yapmışız ki korktuk, döndüğümüzde ise amcam Komya'dan dönmüştü ve burun buruna geldik. Gerisini sorma. Ben geri postalandım Uşağa. Çok kızmıştım amcama. Tabii içimden. Konyalılar acımasızdılar biraz. İşte bu aklıma geldi. Hikayen güzeldi. Bana yine o günlerimi hatırlattı. Kalemine sağlık oğlum. Sevgilerimle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukluk deliliktir. En saf ve temiz duyguları en içten ve en güzel maceraları o zamanlar yaşarız. Nasil şimdi kiziyoruz çocuklara kendi cocuklugumuzu unutarak.

      O olayı biz de çok yaptık yanimizdan hızla geçen arabalar. Adrenalin. :)) Hatta Toros marka araba görünce geçmeden rahat edemiyorduk. :)). Teşekkür ederim

      Sil
  12. Ben bisiklet sürmeye başlamadan iki kez bisiklet çarpınca uzaklaştım ondan. Feci yaralanmadan sonra yanına bile yaklaşmadım. Ama o tahta araba. Biz bilyali diyoz. Yol bayır asfalt. Bir hız yapardık ki. Kuzenlerle yarışırdık.

    Erkek Kuzenler eskiciden aldıkları bisiklet iskeletini topladıkları diğer parçalarla günlerce tamir eder fren yerine de ayağını arka tekere sürerek yapardı. Şimdi hepsinin arabası var ve yeğenim bisiklet sürer her yaz ve hergün sabah akşam.

    Başkasının hatırasını okuyunca kendi geçmişime giderim hep. Yine öyle oldu. Dolu dolu geçirdiniz çocukluğunuzu ben öyle hissettim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anılar güzeldir heleki çocukluk anıları. Hatırlamak gerekir onları. Size bu duyguyu yasattiysam ne mutlu bana. Çok tesekkur ederim değer verip yorum yazdığınız için.

      Sil